Nasılsın?
Kategori: Kişisel Gelişim ve İlham
Okuma Sayısı: 8735
05 Aralık 2024
Nasılsın?
Bir soru bu, basit gibi görünen ama özünde dipsiz bir kuyu. Sözde küçük, ama yankısı büyük; kendine döner, ruhunun en derin köşelerine ulaşır. Nasılsın? Cevap vermek kolay: "İyiyim," deriz genelde, alışkanlıktan belki. Ama ya gerçek? Gerçeği kim bilir? İnsan, kendi ruhunun kıvrımlarında dolanırken bir an durup düşünür: Nasılım?
Kendi içime döndüğümde bir fırtına var. Bir sessizlik, ama o sessizlikte patlayan binlerce düşünce. "Ben kimim?" diye sorar bir ses. Ben, bu dünyanın karmaşasında bir toz tanesi miyim yoksa benden ibaret bir evren mi var burada? Günlük hayatın donuk yüzleri, birbirine selam vermekten çekinen insanlar. Aynı asansörde nefes alırken bile "Günaydın" demeye korkan dudaklar. Burası böyle mi olmalıydı?
Düşüncelerim bir gökkuşağı gibi dağılır. Renklerin birbirine karıştığı yerde kalıplar erir, kimlikler çözülür. Nasılsın? Bu sadece bana mı soruluyor, yoksa varoluşun kendisine mi? İnsan kalıpların içine sığdırılamaz. Ben sığamam. Kendi özümle taşarım. Sözlerimle bir dünya kurarım. Belki deliyim, belki de hayal gücünün karanlık köşelerinde dolanan bir keşifçiyim. Ama bu beni ben yapar, değil mi?
Dünya Tuhaf Bir Sahne
Bu gezegende insanlar somurtkan, kibirli. Koşuyorlar, bir yere varmaya çalışıyorlar ama sanki nereye gittiklerini bilmiyorlar. Ben duruyorum. Durup soruyorum: Neden? Günaydın demek zor mu? Sıcak bir gülümseme dünyayı ne kadar da güzelleştirebilir oysa. Aynada kendine bakan bir yüz bile bunu anlar. Ama insanlar unuttu. Kendilerini, birbirlerini... Bir yabancıya "Merhaba" demek artık delilik gibi algılanıyor. O zaman deliyim! Evet, deliyim çünkü sevgiyi ve samimiyeti bu dünyanın normlarına feda etmiyorum.
Kaçış mı Yoksa Kalmayı Seçiş mi?
Bazı geceler karanlık düşünceler gelir. Gitmek mi daha doğru yoksa kalmak mı? Hayatta olmak, yaşamak... bunlar seçilmiş kelimeler mi yoksa bir zorunluluk mu? Aşk mı kurtarır bizi, yoksa sevgi mi? Aşk bir ateşse, sevgi onun külleri mi? Duyguların ağırlığı altında ezilmek mi yaşamaktır yoksa onları birer dalga gibi hissetmek mi? Cevap bulamıyorum. Çünkü bu soruların hepsi, evrenin bir şakası gibi geliyor bazen.
Sanat Yaratmak İçinde Bir İsyandır
Bütün bu karmaşadan sanat doğar. Haykırışlarım bir resme dönüşür; renklerin çığlığı tuvale dökülür. Kendi içimde bir beste çalar, ruhumun fırtınası bir melodiyi şekillendirir. Düşüncelerim kağıda akar, bir şiir olur. Sanatın özü bu değil mi? İnsanın içinde tuttuğu şeyleri dünyaya bağırmak. Kalıpları kırmak. Yüzlere maskeler takmayı reddetmek.
Bu dünya bana fazla mı? Belki. Ama burada olduğum sürece kendi notamı, kendi rengimi, kendi hikayemi bırakacağım. Ben kimim? İçimdeki tüm duyguların toplamıyım. İyiyim demek istemem ama işte, buyum. Ben böyleyim.
Ve siz? Nasılsınız?
Yorum Yap